Navbarı Gizle / Navbarı Göster
BLOGGER TEMPLATES AND TWITTER BACKGROUNDS

OYUNCULAR

Fehmi: Yetmiş yaş civarı bir büyükbaba. Rukiye’nin eşi, Ahmet, Nazlı ve Çağatay’ın babaları. Kırkların ikinci yarısında doğmuş bir adam olması nedeniyle, tam da geleneksel-modern kıskacında takılıp kalmış bir baba olsa gerektir. Bir yandan karısı Rukiye ve çocuklarıyla ilişkisini kendi anne-babasından gördüğü gibi sürdürmeye çalışır, ama bir yandan da 2000’li yıllar silindir gibi geçmiştir üzerinden… En sevdiği şey uzun yıllardır biriktirdiği (sonraları CD’ye çektirdiği) müzik arşivini etrafını topladığı eş, çocuk ve torunlarına dinletmektir. Diğer yandan asla “yaş yetmiş-işi bitmiş” tipli bir adam da değildir, gerekirse hâlâ maşayı kapmayı bilir sobanın üzerinden!


 Rukiye: Altmışlı yaşların sonunda bir büyükanne. Her geleneksel Türk annesi gibi çocukları ve kocası arasında doğal bir paravan görevi görür. Oğlan rakı içerken de, kız mini etek giyerken de Fehmi bunları bilmiş, ama Rukiye sayesinde “ne görmüş, ne duymuştur”. Dünyada önce torunlarını, sonra çocuklarını, ama hepsinden çok ve gizli de yârini sever. Çağatay’ın bir yumurtlaması olan “baba ocağının satışı” konusu ortaya çıktığı andan itibaren her zamanki gibi orta yolcudur; “çocukların da eli rahatlasın, ama baba evimiz de dağılmasın”…

 Evin 50 yaşındaki büyük oğlu. Bir yandan hayatın harala gürelesi içinde kendi ayakta durmaya çalışıp çocukları Aslı ve Mert’e de gelecek sağlamak, ama bir yandan da her şeyden aziz bildiği baba ocağını gözetip kollamak zorundadır. Nasıl ki Rukiye bir ömür boyu kocası ve çocukları arasında bir payanda görevi yapmıştır, Ahmet de artık annesiyle işbirliği yapmak ve alavere dalavere meraklısı kardeşi Çağatay ve eşi Seçil’e karşı anne ve babasını korumak durumundadır.




Evin ortanca kızı. Ne Ahmet kadar sağlam ayakta durabilen, ama ne de Çağatay kadar kumpas peşinde koşan, kendi halinde bir kadındır. Zamanında rüzgarına kapılıp gittiği oyuncu adayı (hâlâ aday!) Dümbüllü Niyazi’den ayrıldıktan sonra oğlu Alican’la birlikte ayakta durma savaşı vermektedir. Bir yandan her kadın gibi anne ve babasını kimseye değişmez, ama bir yandan da hayata karşı direnebilmek için kardeşi Çağatay’ın alavere dalaveresine de tamamen kapalı kalamamaktadır.



 SEKSENLER dizisinin “iyi-kötü adamı”. İyidir çünkü aslında kimseye karşı art niyetli ve düşmanca duygular beslemez, ama bir yandan kötüdür; çünkü yetişmiş olduğu ‘80’li yıllar Türkiye’^de ekonomik-toplumsal-maddi-manevi tüm kuralların değiştiği ve tepetaklak olduğu bir dönem olmuştur. Bu dönemden Çağatay’a kalan tek kural ise “başarıya ulaşmak için her yol mübahtır”




 Bir zamanlar oyuncu olmak istemiş, ama bir biçimde bunu henüz başaramamış bir adam. Nazlı’nın evlenip ayrıldığı eşi ve oğlu Alican’ın babasıdır. Evin satışı gündeme geldiği andan itibaren oğlu Alican’la tekrar bir baba-oğul ilişkisi kurmaya çalışır, ama birazcık Çağatay ve bolca da Müteahhit Ergun tarafından kötü yönlendirilmeye müsaittir… Şu anda ise televizyon dizilerinde figürasyona yakın roller almaktadır fakat hala kendisini büyük oyuncu sanmaktadır.